Arama sonuçları

YÖK Başkanı: Diploma her kapıyı açan bir anahtar değildir

YÖK Başkanı: Diploma her kapıyı açan bir anahtar değildir

Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Erol Özvar, üniversite diplomasının çok kıymetli olduğunu ancak ”tek başına her kapıyı açabilecek bir anahtar olmadığını” söyledi. 

Özvar Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi desteğiyle ODTÜ tarafından düzenlenen "Kariyer Planlamasını Yeniden Şekillendirme: Boşlukları Kapatma" konferansının açılışında konuştu. Özvar, piyasayla, istihdamla, kültür, sanat ve edebiyatla bağı azalmış programları kademeli olarak dönüştürme yolunda somut adımlar attıklarını belirterek, “İstihdam konusu Yükseköğretim Kurulunun en önemli vizyonlarından biridir. Üç yıldır yaptığımız çalışmalarla istihdama duyarlılığı azalmış programlar sistemin dışına çıkarılmaktadır” dedi. 

KAÇINILMAZ HALE GELDİ

Özvar, “Yükseköğretimin, ülkelerin sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyiyle ve farklı sektörlerle uyum içinde bulunmasını sağlamak, artık kaçınılmaz hale gelmiştir” dedi. 

Yükseköğretime yönelik talebin küresel ölçekte artmakta olduğunu, endüstrileşme, teknolojik ilerleme ve bilimsel gelişmeler başta olmak üzere, bütün dönüşümlerde üniversitelerin merkezi bir rol oynadığını belirten Özvar şöyle devam etti: 

KARİYER VE ÜNİVERSİTE EĞİTİMİ

“Üniversite eğitimi, değişen ve dönüşen dünyada kariyer elde etmenin en önemli aşaması olarak görülmektedir. Genç ve dinamik nüfusumuzun üniversiteye erişim talebi canlılığını korumaktadır. Bu yoğun ve güçlü talebe, doğru politikalarla cevap vermek önceliklerimizden biridir. Yükseköğretim Kurulu olarak ülkemizin yükseköğretimde sahip olduğu kapasitenin ve gücün önemini vurgularken, diğer taraftan yükseköğretimimizin kalitesini daha da yükseltme irademizi her platformda ifade ediyoruz.” 

Özvar, temel hedeflerinden birinin üniversitelerin uluslararası alandaki saygınlıklarını ve görünürlüklerini yükseltmek olduğunu belirterek şöyle dedi: “Akademisyenlerimizin etki değeri yüksek, nitelikli bilimsel yayınlarının ve projelerinin sayısını artırmak istiyoruz. Ar–Ge faaliyetlerini teşvik ediyoruz. Ülkemizin her alanda ihtiyaç duyduğu nitelikli beşerî sermayeyi artırmak başta olmak üzere kaliteyi önceleyen bir anlayışla hareket ediyoruz.” 

PROGRAMLARI DÖNÜŞTÜRME

Yükseköğretim Kurulunun gelecek vizyonunda önemli yer tutan konulardan birinin de istihdam olduğunu ifade eden Özvar, şunları söyledi: “Piyasayla, istihdamla, kültür, sanat ve edebiyatla bağı azalmış programları kademeli olarak dönüştürme yolunda somut adımlar atıyoruz.Üniversite mezunlarımızın sadece Türkiye’de değil, küresel piyasalardaki imkanlara göre de kendilerini yetiştirmeleri için gerekli program dönüştürme süreçlerini sürdürüyoruz. Bu anlayışla, ülkemizin milli ve küresel vizyonumuzun ihtiyaç duyduğu nitelikli beşerî sermayeyi destekleyecek istihdam odaklı programları devreye sokarken, işlevini kaybeden programları sistem dışına çekmeye devam ediyoruz. Bundan sonraki dönemde, bu yöndeki eğilimin daha da güçlenmesi söz konusu olacaktır.” 

YENİ AÇILAN PROGRAMLAR 

Yükseköğretim Kurulunun açtığı yeni programlar arasında yapay zekâ, yazılım ve dijital teknolojilerin öne çıktığını vurgulayan Özvar, “2024-2025 eğitim-öğretim yılında, 20 üniversitemizde yapay zekâ alanında 51’i ön lisans ve 20’si lisans olmak üzere toplam 71 yeni programa öğrenci alınacaktır. Dünyada yapay zekâ, yazılım ve dijitalleşme konusunda gerçekleşen büyük dönüşümden ve ilerlemeden ülke olarak uzak durmamız söz konusu olmayacaktır” dedi. 

DİPLOMA HER KAPIYI AÇMAZ

Özvar, üniversitede elde edilen akademik ve teorik birikimin gençlerin geleceği açısından çok önemli olduğunu ancak üniversite hayatını bununla sınırlı görmemek gerektiğini belirterek, şöyle dedi:  “Diploma çok kıymetlidir. Ama tek başına her kapıyı açabilecek bir anahtar değildir. Üniversiteler ders dışı kazanımların elde edildiği, kültürel ve sosyal becerilerin geliştirildiği, insana yeni ufuklar açan kurumlardır. Hangi üniversitede ve hangi bölümde okursa okusun, gençler kendilerini geliştirmekten ve yeni kazanımlar elde etmekten asla vazgeçmemelidir. Teoriye dayalı öğrenmelerin yanında kendilerini geleceğe hazırlayacak uygulamalara ve ders dışı kazanımlara önem vermelidirler. Yükseköğretim Kurulu olarak, bizler de üniversite öğrencilerine yeni kariyer imkanları ve yeni ufuklar kazandırmak için önemli çalışmalar yürütüyoruz.” 

MİKRO YETERLİLİKLERİN KREDİLENDİRİLMESİ

Özvar, son dönemde üzerinde titizlikte çalıştıkları konulardan birinin mikro yeterlilikler olduğunu belirtti. Özvar. Avrupa Yükseköğretim alanında son yıllarda üzerinde ciddiyetle durulan mikro yeterliliklerin, yükseköğretim ve sektörler açısından dönüştürücü bir etkiye sahip olacağını anlattı. Özvar, şöyle devam etti: 

“Avrupa Yükseköğretim Alanındaki düzenlemelerle uyumlu usul ve esaslar belirlemek üzere paydaşlarımızla yürüttüğümüz çalışmaları en kısa sürede tamamlamayı ve mikro yeterliliklerin kredilendirilmesi sürecini başlatmayı ümit ediyoruz. Üniversite öğrencilerimizin Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Akademisi ve Savunma Sanayii Akademisi gibi kurumlardan dersler alması ve bunların kredilendirilmesi için önemli çalışmalar gerçekleştirdik. Bunlar önümüzdeki dönemde yaygın bir şekilde uygulamaya geçecektir. Ayrıca çeşitli meslek örgütleri, sanayi odaları ve organize sanayii bölgelerinin yönetimleriyle de ortak projeler marifetiyle yakın iş birlikleri gerçekleştiriyoruz.” 

TEK DİL YETMEZ

Özvar, konuşmasında yabancı dilin önemine de vurgu yaparak, şu ifadeleri kulandı: “Artık tek yabancı dille yetinilmemesi, en az iki veya üç yabancı dil öğrenmek hedeflenmelidir. Farkı yaratacak olan husus, nitelikli bir üniversite eğitiminin alınmasının yanı sıra, kaç yabancı dilin hangi düzeyde bilindiği olacaktır. Bunu önemli bir mesaj olarak gençlere iletmek isterim.” 

25-06-2024


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş