Arama sonuçları

Öğretmenlik Meslek Kanunu: Öğretmene ceza odaklı düzenlemeler

Öğretmenlik Meslek Kanunu: Öğretmene ceza odaklı düzenlemeler

Bu hafta Meclis’te görüşülmesi beklenen Öğretmenlik Meslek Kanunu  (ÖMK) ile ilgili tartışmalar son bulmuyor. Eğitimciler ve bu alanda çalışan sivil toplum kuruluşları söz konusu kanun taslağına ilişkin eleştirilerini sıralıyor. 13 maddeyle 14 Şubat 2022 tarihinde Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ÖMK’nin bazı maddelerinin iptali istemiyle CHP, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurmuş ve bazı maddeler de 13 Temmuz 2023 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak iptal edilmişti. Kanun, teklifi AYM’nin tanıdığı dokuz aylık süre sonunda üçü geçici olmak üzere toplam 42 maddeden oluşacak şekilde düzenlendi ama farklı bir içerikle. 

Eğitim Reformu Girişimi (ERG), kanun teklifine göre yeni ÖMK’nın temel amacı, “öğretmenlerin mesleki gelişimlerini desteklemek, iş barışını sağlamak, çalışma koşullarını iyileştirmek ve mesleğin itibarını artırmaktır” olarak tanımlanıyor olsa da öğretmenler arasındaki kadro ve statü farklılıklarının giderilmesi, iş barışının sağlanması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi yönünde yeterli düzenlemelerin yapılmadığını belirtiyor. 

İşte ERG’nin taslak ile ilgili açıklamaları: 

ÇÖZÜM MİLLİ EĞİTİM AKADEMİLERİ

AYM kararı 7354 sayılı Kanun’da aday öğretmenlik süreçlerinin “herhangi bir tereddüde yer vermeyecek biçimde açık ve net olarak düzenlenmediği”ne ve kamu hizmetlerinde kalma hakkına ilişkin bir konunun kanunla düzenlenmesi gerektiğine işaret etmişti. Bu nedenle yeni kanun taslağı,  mesleğe hazırlık adımlarını yönetmeliğe havale etmeden düzenliyor; netlik sorununa ilişkin olarak da yeni kurulacak Millî Eğitim Akademileri’ni çözüm olarak getiriyor.

Kanun teklifinin gerekçesinde “nitelikli bir eğitim için nitelikli öğretmen yetiştirme modelinin kurulması zorunluluk hâline gelmiştir” ifadesi yer alıyor ve bu amaçla oluşturulan Millî Eğitim Akademileri’nde, öğretmenlerin mezun olduktan sonra üç veya dört dönemlik mesleğe hazırlık eğitimi almaları öngörülüyor.

HAZIRLIK EĞİTİMİNE ALINACAKLAR

Yeni düzenlemeyle ÖSYM  tarafından yapılan sınavda, atamaya izin verilen sayının içine girebilecek puanı alanlar “Bakanlıkça belirlenecek sınav puanı üstünlüğüne göre” diğer şartları karşıladıkları takdirde Millî Eğitim Akademileri’nde hazırlık eğitimine alınacaklar. Kanun teklifine göre akademide, öğretmenlere meslek ve özel alan bilgisinin yanında “bir öğretmende bulunması gereken bütün yeterlikler esas alınarak yürütülecek teorik ve uygulamalı dersler” verilerek adaylar “en iyi şekilde” yetiştirilecek. Öğretmen adayları akademideyken her ay “(18.650) gösterge rakamının memur aylık katsayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutarda” maaş alacak.

Hazırlık eğitiminde teorik dersler yazılı sınavlarla değerlendirilecek. Uygulamalı dersler ise “bilgi, beceri, tutum ve davranışların eğitim öğretim ortamına yansıtılmasındaki başarı düzeyini belirlemek amacıyla” üç tur değerlendirilecek. Atamaya esas başarı puanının %40'ını teorik derslerin not ortalaması, %60’ını ise uygulamalı derslerin not ortalaması oluşturacak. Derslerden başarısız olanların akademiyle ilişiği kesilecek. Hazırlık eğitimini başarıyla tamamlayanlar ise esas başarı puanına istinaden yapılacak yerleştirme doğrultusunda sözleşmeli öğretmen olarak istihdam edilecekler.

ÖĞRETMENLİK KARİYER BASAMAKLARI 

Öğretmenlik mesleğinin kariyer basamakları 7354 sayılı Kanun’un getirdiği düzenlemelerden biri, öğretmenlik mesleğinin kariyer basamaklarına ayrılması ve uzman öğretmen veya başöğretmen unvanı alanların tazminatlarında iyileştirmeye gidilmesiydi. Kanun’u takiben Aday Öğretmenlik ve Öğretmenlik Kariyer Basamakları Yönetmeliği çıkarılmıştı. Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararına göre 7354 sayılı ÖMK’da öğretmenlik kariyer basamaklarında ilerlemenin koşulları açık ve net olarak düzenlenmiyordu. Kararda ayrıca, kariyer basamaklarında ilerlemeye ilişkin usul ve esasların yönetmelikle değil kanunla belirlenmesi gerektiği açıklanmıştı. Dolayısıyla öğretmenlik kariyer basamakları düzenlemesi AYM kararıyla yasal dayanağını kaybetmişti. Mesleğe hazırlık konusunda olduğu gibi kariyer basamaklarında da AYM’nin açık ve net olmama kararına karşılık olarak sürecin yeni kurulacak Millî Eğitim Akademisi yetkisinde ilerlemesi çözümü getirildi. Gereken hizmet yılını tamamlayan öğretmenler, akademi tarafından uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik için düzenlenen eğitimi tamamlayarak unvan alabilecekler.

YENİ DÜZELEMELER YER ALIYOR

7354 no’lu Kanun, öğretmenliğe ilişkin pek çok konuyu diğer kanunlara havale etmesi ve önemli pek çok düzenlemenin yönetmelikler aracılığıyla yapılmasını gerektirmesi nedeniyle eleştirilmişti. Yeni “Öğretmenlik Mesleği Kanunu” teklifi, AYM’nin iptal ettiği maddelerin ötesinde, 7354 no’lu ÖMK’da yer almayan yeni düzenlemeler de barındırıyor. 

ŞİDDETTEN KORUNMA ÖNEMLİ ADIM

Kanun taslağına yeni eklenen maddelerden biri 33 no’lu “Eğitim çalışanlarının şiddetten korunması” başlıklı maddedir. Düzenlemeye göre, öğretmenlere yönelik kasten yaralama, tehdit, hakaret ve görevi yaptırmamak için direnme suçlarında cezalar yarı oranında artırılacak ve hapis cezasının ertelenmesi hükümleri uygulanmayacak. 33. maddenin hükümleri bakımından özel öğretim kurumlarında çalışan öğretmenler ve bu kurumlarda öğretmenliğe atanma şartı taşıyan yöneticileri de kapsaması önemli bir adımdır.

YETERSİZ ÖĞRETMEN NEDİR?

Hizmet sınıfının değiştirilmesi: Madde 34’e göre müfettişlerce mesleki yetersizliği tespit edilen kadrolu öğretmenler eğitim için tekrar akademiye gönderilebilecekler, süreci başarıyla tamamlayamazlarsa genel idare hizmet kadrolarına atanacaklar. 

YENİ SUÇLAR EKLENDİ

Öğretmenlik için karşılanması gereken şartlar ve disiplin cezası gerektiren fiil ve davranışlar: Kanun teklifinde öğretmenliğe ilişkin şartlar ve cezalar detaylandırıldı ve disiplin mekanizmalarının kapsamları genişletildi. Örneğin, hazırlık eğitimine alınacak adaylar, öğretmenler ve yöneticiler için 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda (DMK) belirlenen şartlara yeni suçlar eklendi. 

Ayrıca, hazırlık eğitiminde disiplin cezası gerektiren fiillerin ilk fıkrasında DMK’ya sadık kalındığı ancak “Birinci fıkrada sayılan ve disiplin cezası verilmesini gerektiren fiil ve davranışlara nitelik ve ağırlıkları itibarıyla benzer eylemlerde bulunanlara da aynı neviden disiplin cezaları verilir” şeklinde yeni bir fıkra eklendiği görülüyor. 

PROJE OKULLARA ATAMALAR NASIL OLACAK?

Proje okullarının atamaları: Madde 22’ye göre proje yürüten okul ve kurumlara yapılacak öğretmen atamaları ve yönetici görevlendirmeleri artık doğrudan Bakan tarafından yapılacak. Mevcut düzenleme “atamalar, adayların tercihleri dikkate alınarak atama takviminde belirlenen tarihte Bakanlıkça yapılacaktır” şeklindedir.

TEKLİFTE BUNLAR HİÇ YER ALMADI

Kanun Teklifinde Yer Verilmeyen Düzenlemelerden Öne Çıkanlar işe şöyle: 

● Öğretmenlik Mesleği Kanunu’nun tüm öğretmenleri kapsaması, kadro ve statü ayrışmasını kaldırması bekleniyordu. Oysa özel öğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin taban maaş hakkı ve özlük haklarının güvence altına almasına, sözleşmeli ve kadrolu öğretmenlik arasındaki hak farklılıklarının ortadan kaldırılmasına, ücretli öğretmenlik uygulamasının hem öğrencilerin hem de öğretmenlerin iyi olma hâli için sonlandırılmasına ilişkin düzenlemelere kanun teklifinde yer verilmiyor. 

● Sözleşmelı̇ Öğretmen İstı̇hdamına İlı̇şkı̇n Yönetmelı̇k’e göre atamalar sözlü sınav başarı üstünlüğüne istinaden, ”KPSS puanının %50’si ile sözlü sınavdan alınan puanın %50’si” referans alınarak belirleniyordu. Kanun teklifi doğrudan mülakattan bahsetmiyor ancak teklife göre hazırlık eğitimini başarıyla tamamlayan, disiplin şartlarını taşıyan ve güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması yapılan kişiler sözleşmeli öğretmen olarak istihdam edilecekler. Öte yandan, yönetici adayları görevlendirilirken “yazılı ve/veya sözlü sınavlardan” geçirilecekler. 

● Öğretmenlik Mesleği Kanunu’nda yer alması beklenen düzenlemeyle, 12 yıl aynı kurumda çalışan öğretmenlerin rotasyonla başka okullara atanması planlanıyordu. Ancak, TBMM Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu’na sunulan ve kabul edilen yasa teklifinde rotasyona dair bir madde yer almıyor. 

● Öğretmenlere kira desteği verilmesi, maaşlarda iyileştirme, ek ders ücretlerinde artış, şube ve millî eğitim müdürleri ile müdür yardımcıları ve müfettişlerin tazminatlardan faydalanması gibi düzenlemeler de kanun taslağında yer verilmeyen konu başlıklarındandır.

● Mevcut düzende, öğretmen yetiştirme Yükseköğretim Kurulu’na (YÖK) bağlı öğretmen yetiştiren kurumların yani üniversitelerin yetkisindedir. Millî Eğitim Akademisi’nin kuruluşunda eğitim fakültelerinden resmi görüş alınmaması, eğitim fakültelerinin işlevsizleşmesini beraberinde getirebilir. Mevcut öğretmen yetiştirme deneyiminin, kültürünün ve akademik birikiminin ortadan kaybolmasına sebep olabilir. Yükseköğretim ile ilk ve ortaöğretim arasındaki tartışılan uyumsuzluğu daha da derinleştirebilir. 

ÖĞRETMENİN YOKSULLUĞU DERİNLEŞİYOR

● Öğretmen adaylarının mezuniyet sonrasında akademilerde çok düşük maaşlar alacak, akademi sonrasında ise atandıkları takdirde yine sözleşmeli öğretmen olarak istihdam edilecek olmaları, öğretmen yoksulluğunu derinleştirme ve mesleğin çekiciliği ile itibarını azaltma riskini taşıyor. Akademi dönemine ve ilk atamaya ilişkin düzenlemeler, halihazırda yeni atanan öğretmenler özelinde tartışılan mesleki motivasyon, aidiyet ve iyi olma hâli tartışmalarını büyütüyor. 

● Meslekte kariyer basamaklarıyla yükselme sistemine, aynı derece ve kademede görev yapan öğretmenlerden unvan alanların almayanlardan daha yüksek maaş alacak olması yüzünden eşit işe eşit ücret ilkesini bozacağı yönünde eleştiriler gelmişti. ÖMK’da yer alan kariyerde yükselme sistemi, iş barışı, meslektaşlar arası dayanışma ve işbirliği ile öğretmenin mesleki motivasyonunu bozma riski taşıyor. 

ÖZEL OKUL ÖĞRETMENLERİNE DÜZENLEME YOK

● Kanun taslağı özel öğretim kurumlarında görev yapan öğretmenlerin haklarını düzenlemiyor. Yani bu gruptaki öğretmenler, ÖMK'da belirtilen kariyer basamakları gibi düzenlemelerden muaf olacaklar. Ek olarak, özel okullar nezdinde çokça tartışılan "taban maaş hakkı" gibi haklara da erişimleri düzenlenmemiş olacak. Bu, özel okullarda çalışan öğretmenlerin sıkça dile getirdiği mali sorunların ve özel ve kamu kurumlarında çalışan öğretmenler arası eşitsizliklerin devam edeceği anlamına geliyor. 

SÖZLEŞMELİ VE KADROLU FARKI SÜRÜYOR

● Sözleşmeli ve kadrolu öğretmenlik arasındaki hak farklılıkları ortadan kaldırılmadı. Sözleşmeli öğretmenlerin en çok altını çizdikleri ihtiyaçlarından biri aile birliği hakkıdır. Yeni kanunda yer alan “(2) Sözleşmeli öğretmenler, can güvenliği ve sağlık mazeretleri hariç olmak üzere, üç yıl süreyle başka bir yere atanamaz.” ifadesi bu hakkın sözleşmeli öğretmenlere tanınmayacağı anlamına geliyor.

ÜCRETLİ ÖĞRETMENLİK SON BULMALI

● Ücretli öğretmenler saat başına ücret alıyor, tatil dönemlerinde ücret alamıyor ve asgari ücretin altında, çok sınırlı özlük haklarla çalışıyorlar. Ayrıca, ücretli öğretmenlerin eğitim fakültesi mezunu olma zorunluluğu bulunmuyor, önlisans ve açıköğretim mezunları belirli branşlarda ücretli öğretmen olabiliyor. 

MESLEKİ YETERSİZLİK NE ANLAMA GELİYOR?

● Madde 34’te öğretmenlerin “mesleki yetersizliğinin” müfettişlerce tespit edilmesi durumunda akademide eğitime alınması ve yetersizliğin yeniden tespitinde öğretmenlikten alınarak “genel idare hizmetleri sınıfı”nda yer alan kadrolara atanmasına dair ifadede yetersizlik göstergelerine dair hiçbir standart sunulmaması öğretmenleri keyfi cezalandırmalara karşı korunmasız bırakabilir. İki değerlendirmenin farklı müfettişlerce yapılacak olması, öğretmenlerin uğrayabileceği mobbing karşısında yeterli bir koruma sağlamayabilir.

ÖĞRETMEN CEZALANDIRILACAK MI?

 ● Disiplin cezaları kanun teklifinin getirdiği en kapsamlı düzenlemelerdendir; 18 sayfayı biraz aşan teklifin dört sayfasından fazlasının disiplin hükümlerine ayrıldığı görülüyor. ÖMK’da disiplinin bu denli geniş yer bulması, kanunun öğretmeni cezalandırma aracı olarak yorumlanmasına sebep olabilir. Ayrıca, suç teşkil eden durumların muğlak ve objektif olarak değerlendirilemeyecek “hayâsızca hareketler” gibi ifadelerle tanımlanmış olması, cezaların keyfi ve adaletsizce verilmesinin yolunu açabilir. 

● Kanun teklifinde, atama bekleyen öğretmenlere, öğretmenlerin yaşam ve çalışma koşullarına, özerkliğine, emekliliğine ve meslek etiğine dair düzenlemeler bulunmuyor. Ek yasal düzenlemelere duyulacak gereksinim kanun teklifinin mevcut hâliyle kapsamı ve öngörüsü bakımından yeterli olmadığının göstergesidir. 

CEZA ODAKLI DÜZENLEMELER 

Öğretmenlik Mesleği Kanunu teklifinin gerekçesinde, 7354 sayılı Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun “başta öğretmenler olmak üzere eğitimin ilgili paydaşlarının beklentilerini” artırdığı, yeni teklifte bu beklentilerin karşılanması amacıyla daha geniş bir düzenleme yapıldığı belirtiliyor. Ancak bu teklif, öğretmenlerin çalışma ve yaşama koşulları, mesleğin itibarı gibi alanlardaki kritik ihtiyaçları dikkate almıyor ve öğretmenlerin iyi olma hâlini olumsuz etkileme riski olan, ceza odaklı düzenlemeler barındırıyor. 

Teklif kanunlaştırılmadan önce, ihtiyaç duyulan tartışma ortamını sunan kapsayıcı bir süreç yürütülmesi, bu süreçte eğitim sisteminin en önemli aktörlerinden olan öğretmenlerin katılımının önceliklendirilmesi ve teklifin bütününün kapsamlı bir biçimde geliştirilmesi gerekiyor. Genel Kurul’a sunulması planlanan teklif bir başlangıç noktası olarak görülmeli; tüm öğretmenleri kapsayan adil bir maaş, liyakate dayalı kariyer ilerlemesi ve kapsamlı bir koruma sağlayacak, daha kapsayıcı ve adil bir çerçeve savunulmalıdır. Öğretmenlerin dönüştürücü gücünü vurgulayan, insan haklarına dayalı bir yaklaşımla düzenlenecek bir meslek kanunu için atılacak adımlar kanun teklifinin bir meslek kanunu olarak kabul görmesi için elzem olacaktır.

09-07-2024


Etiketler

Paylaşın arkadaşlarınızı da bilgilendirin

Paylaş